İş Hayatında Güvenin Önemi

İş Hayatında Güvenin Önemi
İş Hayatında Güvenin Önemi

İŞ HAYATINDA GÜVENİN ÖNEMİ

Hepimizin hayatındaki en önem verdiği duyguların başında ‘’Güven’’ duygusu gelir. Aileye güven, kendine güven, eşe güven, arkadaşa güven, yöneticine güven, dostuna güven derken ya çevremizdeki doğru insan ve doğru iletişimlerle mutlu oluruz; ya da yanlış insanlarla veya doğru olduğuna inandığımız ve hatta güvendiğimiz insanlarla mutsuz oluruz. Yaşamımız boyunca hep birilerine güvenmek isteriz. Etrafımızda güvendiğimiz insanlardan oluşan bir koruma ve konfor çerçevesi oluşturmak isteriz. Onlarla sınırsız ve korkusuzca paylaşmak isteriz. Güven duyduğumuz hiçbir şeye karşı açık, içten, şeffaf olamayız. Tam tersine güvenmediğimiz insanlar bizde tedirginlik ve korku duygularının oluşmasına neden olurlar. Bu da bizi onlara karşı savunmacı, temkinli ve yapmacık davranmaya yönlendirir.

Güven duygusu uzun yıllar süren dostluklar, gözlemler, paylaşımlar, yaşanmışlıklar ve deneyimler sonrası kazanılır. Ancak en ufak bir olay sonrasında da güven hemen kaybedilir. Kaybedilen güven ilgili kişinin hayatınızdan çıkmasına veya artık sadece mecburen gerektiği kadar paylaşacak şekilde aynı ortamda paylaşacak kadar hayatınızda yer almasına yol açar.

İş Hayatında Güven

Bu nedenle mutlu olmak, özveriyle çabalamak, verimli olmak ve tutkuyla işe gidebilmek için işyerinde ‘’güven’’ duygusu ile çalışabilmek çok önemlidir. Güven duygusu çalışma hayatının temel koşuludur. Neden mi?

Çünkü hiçbirimiz güven duymadığı bir yerde çalışmak istemez ya da hiçbir işveren güven duymadığı biri ile çalışmak istemez.

İş yerinde her çalışan öncelikle yöneticisine ve şirket yönetimine güvenmek ister. Bu nedenle bir işyerinde sürdürülebilir bir personel mutluluğu ve buna bağlı başarılı bir ekip çalışması için, önce yönetimin çalışanlarında güven duygusunu oluşturması gereklidir. Ayrıca şirket içerisinde güven duygusu oluşmuşsa, bu otomatikman şirketin prosedür ve prosedürleriyle birlikte tutum ve davranış olarak içselleşmiştir. İçselleşen güven duygusu şirketin müşterileri tarafından da kolayca hissedilir. Bu tarz şirketlerde markaya bağlı, uzun yıllar onlarla çalışan bağlı bir müşteri kitlesi oluşur. Bağlı müşteri hem şirketin krizler dahil her dönem başarılı olması için önemli bir kaynak oluşturur, hem de satış ve pazarlama giderlerini bağlı müşteri ve onların tavsiyeleri nedeniyle en az %10 oranında azaltır. Daha karlı ve daha rekabetçi çalışmasına olanak tanır.

Lidere Güven

İş Hayatında Güven
İş Hayatında Güven

Bir ekipte veya şirkette güven, önce lidere güven ile oluşur. Lider; bilgisiyle, kararlarıyla, tutum ve davranışlarıyla şeffaf, paylaşımcı ve adaletli yönetimiyle, sözünde durması ve ekibinin arkasında duvar gibi duruşuyla ekibinde güven yaratan bir kişiliğe sahip olmalıdır.

Birçok şirkette sorun, lider yöneticiye ve yönetime duyulan güvensizliktir. Yönetim veya lider yönetici koltuklarına yetkili kişileri tepeden inme kararla atama yapmışsa; kendi isteğine uygun hareket edecek kişileri yetkilendirmişse; farklı düşünce ve fikirleri dinlemeyip, tersine farklı fikire sahip kişileri huzursuzluk çıkaran olarak görüyorsa; rekabeti ve gelişimi değil de dedikodu, yalakalık ve biat etmeyi tercih ediyorsa, o ekipte güven duygusu oluşmaz.

Ekibe Güven

Güven duygusundan yoksun bir ekipten ekip olarak bahsedilemez. Güven duygusu oluşmamış bir ekip, sadece birlikte çalışan bir grup insandır.

Güven duygusundan yoksun ekip üyeleri sorumluluk almaz, hata yapmaktan korkar ve fikirlerini paylaşmaz. Sorun çözmek istemediği gibi, sorun olduğunda sessiz kalmayı tercih eder. Bilgi akışı ve açık iletişim ekip içerisinde minimum seviyededir. Herkes bir sonraki iş fırsatını yaratıncaya kadar sadece dikkat çekmeden işini yapmaya çalışır. Her şey yavaştır, müşteriler ilgisizlikten ve geç yanıt almaktan ve hatta muhatap bulamamaktan şikayetçidir. Liderine ve yönetimine güvenmeyen bir ekipte ve şirketin genelinde dedikodu çoktur. Yalakalık ve göz boyama üst düzeydedir. Herkes birbirini gammazlayarak kendini korumaya çalışır. Dolayısıyla ekip üyeleri veya çalışanlar arasında da güven yoktur.

İşbirliği ne kişiler arasında, ne de bölümler arasında oluşmamıştır. Her bölüm ayrı bir şirket gibi çalışır. Şirket içinde farklı bölümlerdeki insanlar birbirlerinin ne iş yaptığını bile bilmezler. Ortak bir iş yapılacaksa herkes topu birbirine atar ve mecburen kendine ait kısmı yaparak işten sıyrılmaya çalışır. Bütüne bakmaz, müşteriyi düşünmez, sonucun kısa zamanda veya müşteri memnuniyetine uygun olup olmadığıyla ilgilenmez. O sadece kurallara bakar ve sorumluluk alacak hiç bir şeye karışmaz. İnisiyatif kullanma veya çözüm sağlayacak öneri getirme gibi başına iş açacak konulardan kaçınır.

Güvenin olmadığı bir şirkette hata yapma korkusu ve özgüven eksikliği maksimum seviyededir. Hiç bir zaman standart hizmetten bir damla fazlasını alamazsınız. Çoğu zaman standart bir hizmeti bile almanız mümkün olmaz. O kadar yavaş ve o kadar geç kararlar alınır ki, bunu çalışanlar bile benimsemiştir. En kötüsü de budur. Bunu artık kabullenmiş ve bunun değişmeyeceğine inanmışlardır.

Güvenin oluşmadığı şirketlerde çalışanlar için ortamın stres seviyesi de çok yüksektir. Güven duymadan çalışan bir ekip üyesi, kendini ekibe veya şirkete bağlı hissedemez ve sürekli tedirgin çalışmaktan yıpranır. Herkes gergindir ve donuk bir yüz ifadesi ile çalışır. Gününüzün büyük kısmını harcadığınız işyerinizde her an tetikte olarak, hata yapmaktan korkarak, dedikodu malzemesi olmadan günü tamamlamaya çalışarak ve yöneticinizin suçlamasıyla ne zaman karşı karşıya geleceğinizi bilmeden stres ile çalışmanın beden ve ruh sağlığınıza yıllarca ne kadar zarar vereceğini tahmin edebilirsiniz. Böyle bir ortamdan sonra bir de eve ve yakınlarınızın yanına güleryüz ile gidebilmenin kendi içinizdeki mücadelesi de iş ile ev arasındaki yol boyunca sizinledir. Çalışanın yaşadığı bu kasvetin ana nedeni, ‘’güven’’ duygusunun çalıştığı iş yerinde oluşturulamaması ve bunun yarattığı bencillik, ego ve güç savaşının getirdiği kaostur.

Bu tür şirketlerde ne bir lider, ne iyi bir yönetici, ne de bağlı çalışan ve müşteri ortaya çıkar. Özgüveni ve potansiyeli yüksek olan çalışanlar ilk fırsatta ayrılır. Geriye kalanlar özgüveni düşük ve hedefleri küçük görev adamlarıdır. Bu kısır döngüde çalışan yönetimden; yönetim çalışandan şikayet eder durur. Herkes birbirinin kuyusunu kazmaya uğraşırken, birilerinin kayırıldığı bir düzenin ya içinde ya dışında farkında olmadan en verimli yıllarınızı harcamış olursunuz. Sonra da bu bozuk sistemin konforu içinde sıkışıp kalırsınız. Güvenin olmadığı bir şirkette uzun yıllar harcadığınızda kişisel gelişiminize en büyük zararı vermiş olursunuz.

Güven Duygusu

güven duygusu
güven duygusu

Güven duygusu çalışana kendisini de güvende hissettirir ki, zaten ulaşılması gereken nokta da burasıdır. Ekibinin arkasında duran; kısa vadeli çıkarlar için karar ve ilkeleri değiştirmeyen;başarıyı ekibinin başarısı, başarısızlığı kendi başarısızlığı olarak görmeyi bilen, egolarından arınmış bir yönetici güven sağlamakta hiç zorlanmayacaktır. Böyle bir yönetici lider takdir ve teşekkür etmeyi ve ekibini geliştirmeyi de bilen bir yöneticidir.

Güven duygusunun olduğu bir ekipte herkes birbirine sıkıca bağlıdır. Birbirini kollar, birbirinin eksiğini tamamlar. Birbirine güvenen ekip üyelerinin her zaman ortak, daha yukarıya ve başarılı olma arzusu ile anlamlı hedefleri olur. Birlikte başarırlar ve birlikte başarılarını kutlarlar. Vazgeçmezler, yılmazlar, yıkılmazlar.

Güven duygusu oluşan bir ekip veya şirkette, daha yaratıcı ve geliştirici fikirler ortaya çıkar. Bilgi akışı ve iletişim hızlanır. Ferman gibi yazılıp herkesin topu birbirine attığı e- mailler yerini, aktif inisiyatif ve karar almaya bırakır. Çalışanlar kendini korumaya çalışmaz, hata yapmaktan korkmaz. Kendini korumaya harcayacağı zamanı hedeflerine ulaşmak için harcar. Tutkulu çalışır, fikirlerini rahatça iletir ve kendini geliştirerek şirkette üst hiyerarşiler için hedef koyar. Personel sirkülasyonu azalır, şirketin müşterilere sunduğu hizmetin niteliği ve kalitesi artar. Güven duygusunun müşterilere aktarılması mümkün hale gelir ki bu da bağlı ve tavsiyeci müşteri yaratır.

Güven duygusu yaratılmış olan şirketlerde hepimiz hem daha istekli ve verimli, hem de daha mutlu ve hedefli çalışırız. Müşterilerimizde şirketle uzun süreli ve bağlı bir ilişki kurarlar.

Güven, orta ve uzun vadeli bir kazanç yaratır. Geleceğe ve insana yatırım yapmanın ve sürdürülebilir başarılı bir yönetici olmanın tek yolu önce insanların güvenini kazanmaktır.

Kısaca; ‘’Güven’’ bir şirketin motoru ve ekip ruhunun ana kaynağıdır.

Yazar: Levent Taşkın

Levent Taşkın
Taşkın Danışmanlık Company - Executive Consultant , ICF Executive & Team Coach, ICF Professional Expert Coach

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Uyarı! Korunan İçerik